Ülkemizde rahim ağzı kanseri rahim kanseri kadar yaygın görülmektedir. 35-44 yaş arası kadınlarda görülme riski fazladır. Rahim ağzı kanserinin oluşmasındaki en büyük etken HPV virüsüdür ve %95’i kapsamaktadır. Halk arasında insan virüsü olarak adlandırılmaktadır.

HPV virüsü cinsel yolla bulaşan bir virüstür. Sigara kullanımı rahim ağzı kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır. Erken yaşta cinsel ilişki, çok eşli cinsel yaşam, fazlaca doğum yapma, vitamin eksiklikleri, bağışıklığı etkileyen ilaçlar hastalığın tetiklenmesine sebep olmaktadır.

Erken dönemde kendini hemen göstermeyen bu kanser türü bazı durumlarda şu belirtilerle anlaşılabilmektedir; lekelenme tarzı kanama, kanlı veya kötü kokulu akıntılar, adet düzensizliği, cinsel ilişki sonrası görülen kanamalar ve bunlara ek olarak gelişen; bacaklarda ağrı ve şişlik, kansızlığa neden olacak kadar şiddetli kanama, idrar yolları tıkanıklıklarına bağlı olarak gelişen böbrek hastalıkları gibi şikayetler rahim ağzı kanserinden şüphelenilmesini gerektirmektedir.

Erken dönemli kanserlerde ameliyatla tedavi şansı mümkündür. Bu ameliyatlarda rahmin tamamen alınması gerekebilir. Açık cerrahi uygulamalar yapılabileceği gibi laparoskopik yöntemlerle yapılmaktadır. Yayılmış özellik gösteren kanserli hücreler için gerek görülen durumlarda kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi alınması gereklidir.

Hastalıktan korunmak için şu iki adım önemlidir;

  1. Birinci korunma şekli aşılama yöntemidir. HPV virüs tiplerine karşı aşılanma hastalığa yakalanma riskini düşürecektir.
  2. İkinci korunma şekli ise tarama yöntemidir. Aktif cinsel yaşamı bulunan kadınlarda genç yaş grubu için üç yılda bir ve 40 yaş üstü kadınların her yıl yılda bir kez olacak şekilde rahim ağzı kanser tarama testi olan smear testi yaptırması gereklidir.

Uyarı:  Bu makale, bilgilendirme amaçlıdır ve herhangi bir tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Bir tıbbi sorunuz varsa, lütfen doktorunuza veya başka bir sağlık uzmanına danışınız.

 

İçerik Güncelleme Tarihi: 21.03.2022